Bir şehrin,kültürün,ulusun,dinin ,coğrafyanın, birikiminin kaynağını bulabilmek ve daha iyi anlayabilmek için geçmişine bakmak gerekir.Nereye baksak Kökleri mazide olan bir âti görürüz çünkü.Kitaplardan öğrenegeldiğimiz her türlü ilim ve bilimsel miras hazır bulduğumuz gibi değildi.insanlığın var olmasıyla başlayan ilim serüveni milletlerin çeşitli katkılarıyla günümüze ulaşmıştır.Fakat eski ilimlerden özellikle elimize ulaşan Yunan ilmi olmuştur.Bu konuyla ilgili İbn Haldun’un şu sözü belki de bahsetmeye çalışacağımız Dimitri Gutas ‘ın “Yunanca düşünce Arapça Kültür” kitabının okuma ve Yunanca eserlerin Arapça’ya olan çevirilerinin Müslümanlar üzerindeki etkisini anlamaya çalışmamızda, Müslüman filozof,bilim adamı ve âlimlerin çeviri ile başlayan bu hareketi özümsedikten sonra nasıl kendi görüşlerini oluşturup büyük gelişmeler katettiklerine bir girizgah olacak mahiyettedir.
"Belki onlar bu konuda konunun hakkını vererek bazı
eserler yazmışlardır, ancak bunlar bize ulaşmamıştır. Çünkü ilimler çoktur ve
farklı toplumlarda çok sayıda filozof vardır. O toplumlardan bize ulaşmayan
ilimler, ulaşanlardan daha çoktur… Farsların ilimleri nerede? Kildânilerin,
Süryânilerin ve Babillilerin ilimleri ve bunların eserleri ve sonuçları
nerede? Kıbtîlerin ve onlardan öncekilerin ilimleri nerede? Bize tek bir
milletin, özellikle (eski) Yunanlıların ilimleri ulaşmıştır”
Bugüne kadar
elimize ulaşan kısıtlı kadim Yunan ilminin Arapça’ya tercümesi ile ilgili yılların
birikim ve araştırmalarını kaleme alıp bu alanda kaynak mahiyetinde
kullanabileceğimiz bir eser ortaya çıkaran Dimitri Gutas ,şu an Yale
üniversitesi’nde Arap Dili ve Edebiyatı profesörüdür.Kahire’de doğmuş,liseyi
Robert Kolejinde bitirmişdir.Yunanca ve Türkçeyi anadili gibi bildiğini
söyler,kendini aslen İstanbul’lu olarak tanımlar.Aslı ingilizce olan kitabında
söylediklerinin tamamına katılamasakta ya da aklımızda soru işaretleri kalsada
okuduklarımıza kayıtsız,ciddiyetsiz
kalamayacağımız bir eser hazırlamış değerli bir akademisyen..Yazar
”Yunanca düşünce Arapça kültür” adlı kitabı ,“1.Çeviri ve imparatorluk”
“2.Çeviri ve toplum” olmak üzere temelde
iki ana bölüm ve yedi başlık üzerine hazırlamış.Alt başlıklar ise
şöyle:1.Çeviri hareketini hazırlayan koşullar,2.El Mansûr,3.El-Mehdi ve
oğulları,4. El-Memûn,5.Uygulamalı ve teorik bilginin hizmetindeki çeviri,6.
Hamiler,çevirmenler,çeviriler,7.Çeviri ve Tarih. Kitabın son kısımlarında ise
Arapça’ya çevrilmiş Yunan eserleri ve kitapta yer alan konu üzerine binâen sunduğu
notlar kısmına yer verilmiş.
Kitap Ciddi
anlamda 8.yüzyılda Abbâsi hanedanının Bağdat’ı başkent olarak kabul ettikten
sonra başlayan çeviri hareketini doğuran ideolojik,siyasal,toplumsal etkiler
üzerinde yapılmış bir incelemedir.Yazar, Bağdat’ta başlayan bu çeviri
hareketini İtalyan rönesansı ve 16.17. y.y bilimsel devrimleriyle aynı
kategoride görüp tarih bilincimize de bu şekilde kaydedilmesi gerektiğini
belirterek ”Yunanca Arapça çeviri hareketi yeni bir çağ başlatmıştır”syf 20
düşüncesini taşır.Abbasilerden önce Emevi devrinde fetih hareketinin Suriye,
Filistin ,Mısır’dan sonra Yunanca konuşulan bölgelere kayması ve günlük hayatta
ve idari işlemlerde Yunanca bilmenin gerekliliği Yunanca bilen memurları
bulundurmayı gerekli kılmışır.Gutas bu konuyu şöyle izah etmiştir.”Günlük
yaşamda Suriye,Filistin ve Mısır
arasındaki toplumsal ve ticari ilişkilerin Emeviler dönemi sonuna kadar daha
çok Yunanca yürütülmesi,çeviriyi günlük
hayatın bir parçası haline getirmiştir”s.33.Dimitri Gutas Abbasiler döneminde
çeviri faaliyetlerine katkı sağlayan halifeleri Mansur,Mehdi,Harun Reşid ve
Me’mun olarak sıralar.
Çevirilerin başlangıç noktasının ise ikinci halife Mansur’un Bağdat gibi
kozmopolit bir şehri kurması ,Emeviler’in altedilerek bir devrim niteliği
taşıyan varoluşlarını devam ettirmek için sağlam ideolojiler belirleme
çabaları,farklı din ve kültürdeki insanları bir arada tutmak için Zerdüştçü
Sasanilerin rolünü oynamaya çalışması, ilim ve bilime verdiği önemi ,yanında
çalıştırdığı doktor ve üst düzey sorumluların birkaç dil bilen Yunan ve
Süryanilerden oluşması ve bu kişilerden çevirilerle ilgili yardım alması gibi
konulardan uzun uzun bahseder.Kitapta yer alan bilgiye göre Araplar arasında
bilimleri ilk yeşerten Ebû Câfer el Mansûr’du.Mansur zamanında İslam dünyasına
kazandırılmış ilk eser Eukleides’in Elemanlar çevirisidir.Yine yabancı
dillerden Arapça’ya Kelile ve dimne,Aristotales’in mantık ve diğer konulardaki
çevirileri vardı.Mansur’un hekimi Cürcîs el Buhtişû’yu birçok Yunanca eseri
çevirmekle görevlendirildiği belirtilir.
Mansûr’dan
sonra gelen oğlu El-Mehdî’nin dikkat çeken yönü ise okunması pek kolay olmayan Aristotales’in
Topika isimli kitabını çevirilmesini özellikle istemesiydi.Gutas bunun
sebebinin o dönemde yaşayan Müslümanlar için bunun bir ihtiyaç olarak
görüldüğünü yazar.Kitaba göre Halife Mehdî döneminde İslamiyeti kabul ettirme
politikası hakimdi.Halife kendini sapkınları ve İslam’dan dönenleri yok etmeye
adadı.Hatta din âlimlerini islam karşıtlarına ve kafirlere karşı kitap
yazmaları için görevlendiren ilk halifeydi.s.69.Kitapta Mehdi ile ilgili geçen-
bana göre- önemli yerlerden biri ise Topika ,tartışma sanatı cedel’i öğretmek amacıyla yazılmış diyalektik kitabı
olduğu için özellikle tercümesini isteyip dikkatle okuyarak kitabı bizzat
tercüme eden Hristiyan Nasturi patriği 1.Timotheus ile münazaraya
girmesidir.s.72.Böylece İslam dünyasında dinsel-siyasal konularda tartışma
yöntemini ve kültürünü ilk getiren ve bunu ilk uygulayan kişi olmuştur.
Kitaba göre
Halife Me’mun döneminin politikası ise halifeyi inanç konusunda en son otorite
kabul eden,insanların inançlarına özgürlük tanımayan Mutezîle mezhebinin resmi
mezhep olarak kabul edilip mihne olaylarının yaşandığı bir dönem olmuştur.Yine
Bizanslıları hem Hristiyan oldukları için hem de Yunanlıların mirasını gasp
etmiş değersiz kimseler olduğu için kötüleyen bir politika da izlemiştir.Çeviri konusundaki çalışmalar da
aynı hızda devam etmiş özellikle tıp öğrenimini yeniden canlandırmıştır.
Gutas kitabın
ikinci bölümünde yer alan “Çeviri ve Tarih” başlığıyla yer alan kısımda ise
çeviri hareketinin 200 yıl boyunca hızla devam ettikten sonra yavaşladığını
bunun en önemli nedenlerinin ise -bütün kitabı okumaya değecek 148 ve
149.sayfalarda yer alan ve paragrafları kısaca belirtecek olursak- “artık
çevrilecek bilimsel Yunanca eserlerin kalmadığı değil hamilerin,bilim adamlarının ve uzmanların
ilgilerine ve taleplerine doyurucu yanıt verebilecek Yunanca eserlerin
kalmadığıdır” Gutas’a göre çeviri hareketinin ortadan kalkmasından çok önce
bilginler bilimde devrim yaratan temel
eserleri zaten yayınlamışlardı.Tıpta Ali ibn Abbâs el –Mecûsi, İbn Sina,astronomide
Battâni ve el Birûni,matematikte el
–Harizmi,fizikte ibnü’l Heysâm gibi bilim adamlarının çalışmaları eninde
sonunda çeviri literatürünü geçecekti.Hatta Yunan biliminin üç
direğinin-Galenos,Pholemaios,Aristotales- eksiklerini ortaya çıkaran kendi
disiplinlerini ortaya koyan kitapların yazılmasıydı.Böylece çeviri eserler bu
bağlamda önemlerini yitirerek bilim tarihinin bir parçası haline geldiler.Sonuç
olarak “öze dönüşçü” bir tepki ortaya çıkmış oldu.
Özellikle
kitap ile ilgili yazdığım son paragraf bana “Yunanca düşünce Arapça Kültür”
adlı kitabı niçin okumam gerektiğini gösterdi.İslam âlemi başlangıçta Yunanca
eserlerden faydalanan konumdayken ,bazı ideolojik,sosyal,siyasal,idari ve inanç
ile ilgili sebeplerin de vesilesiyle Yunan iliminin ötesine geçmeyi ve
özgünleşmeyi başarabilmiştir.Gutas’ın Mansur ile ilgili olarak astronomiye olan
merakının gelecekten haber almaya,zerdüştlükten etkilenmesine ,yanında sürekli
müneccim bulundurması gibi cümleler, çeviriyi gerçekleştiren ilk kişilerin
sürekli başka dinden ve ana dili Arapça olmayan kişiler olduğunun
vurgulanması,Abbasilerin farklı dine mensup geçmiş ülkelerin ideoloji ve
inançlarını devam ettirmeye olan gayretinin çok yerde belirtilmesi,beytül
hikme’nin “Sasani kültürüyle yetişmiş bürokratların ellerinde Sasani modeline
göre biçimlendiği sıradan bir büro dan başka bir şey değildi.”özel bir kurulma tarihi veya amacı yoktur”s62 demesi.İlk okuyuşta
çıkarılabilecek kişisel eleştirilerdir.Sonuç olarak vaktiyle Hristiyan Bizans
tarafından yaktırılan ,saklanan,dinlerine zarar getireceğini düşündükleri için
yasakladıkları felsefenin ve Yunan eserlerinin bilime sahip çıkan Müslümanlar
tarafından çevirileri yapılarak önce kendilerini geliştirip bu alanda yazılan
ilk eserleri eleştirecek ve yenilerini yazacak kadar yetkinleştiklerini bize
tekrar hatırlatan Dimitri Gutas’a sonsuz teşekkürler..
Kitap tanıtım ve özeti : Simurgm
Kitap adı : Yunanca düşünce Arapça kültür
Yazar : Dimitri
GUTAS ,çev:Lütfü ŞİMŞEK,kitap yayınevi,
5.basım ,nisan
2011 İstanbul,240 s.