21 Ağustos 2013 Çarşamba | By: simurgm

INTO THE WILD

  Çoğu zaman izlediğim filmden sonra derin bir düşünce merak sarar filmdeki repilkleri düşünür dikkatimi çeken şeyleri araştırırım.Bunu yapacak gücüm yoksa kafam dağınıksa basit fakat boş olmayan hafifleten bir film tercih ederim.Bu akşam into the wild  filmini izledim.
 

 
"Okulunun gözde öğrencisi Christopher McCandless, 1990 yılında mezun olduktan sonra biriktirdiği 24.000 doları bir vakfa bağışlar ve hayatının seyahatine çıkmaya hazırlanır. Orta gelirli bir ailenin oğlu olan Christopher'ın en büyük amacı Alaska'ya giderek oradaki vahşi doğayla iç içe yaşayabilmektir. Christopher çıktığı yolda hayatını değiştirecek birbirinden ilginç karakterle karşılaşacaktır."
 
  Yavaş akmasına rağmen beni etkileyen karakterin kararlılığı insanların kazanmak için çırpındığı şeyleri elinin tersiyle itmesi ,kendini arayışı ,kitap okumaya olan tutkusu,filmdeki müzikler ve gerçek hayatı yorumlayışı oldu.Alaskayı merak ettim filmden sonra neden Alaska'ya gitmek istiyordu illa.Alaska Amerika'nın yüzölçümü en büyük Türkiye'nin iki katı nüfus olarak ise en az nüfusa sahip eyaleti 1867 yılında Rusya'dan satın alınmış bir yer.Kalabalık olmaması iklim şartlarının elverişsizliği gibi nedenlerle bakir kalmış güzelliklere sahip.
 

Kutup ışıkları veya Aurora Borealis, kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen, dünyanın manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalar.
 

 
 
 
 
 
 
 

0 yorum:

Yorum Gönder